5 Ağustos 2020 Çarşamba

, , , ,

Ateşten Gömlek {bir kitap}





"Bu sabah doktor geldi. Yanımda uzun oturdu, konuştu. Bu haftanın sonunda ameliyat muhakkak. Bende bugünlerde düşüklük var. Zannediyorum ki, ben denilen şey başımdaki bir kaç sima ve onların hatıralarından ibaret. Bunları anlattıkça boşalıp yavaş yavaş bitiyorum. İçimde dökeceğim son bir Sakarya kaldı; asıl facia ve son perde.(...) bende ancak son perdeyi anlatacak kadar nefes var. Ondan evvelki günler hep perde arası."

Güzel ve önemli Kurtuluş Savaşı romanları sonradan yazılmıştır. Bugün de birçoğunu tutkuyla okuyabiliriz. Ama pek azı Halide Edib'in Ateşten Gömlek'i ölçüsünde "içten" tanıktır. Handan'da aşkı ve kadın özgürlüğünü sayıklamalarla dile getirmiş romancı, Ateşten Gömlek'te de bir toplumun, bir ulusun yeniden varoluş mücadelesini aynı şiddetle, aynı buhranla, adeta nöbetler içerisinde söylüyor.
SELİM İLERİ


Yazar: Halide Edib Adıvar
Seri: -
Yayın Evi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 224
Goodreads Puanı: 3,67/5

Bir aydır Ateşten Gömlek'i elimde süründürüyorudum resmen. Sıkıntı sadece benden kaynaklıydı. Kesinlikle kitabın bir suçu yoktu.

Ben Halide Edib ile Türk'ün Ateşle İmtihanı ile tanışmıştım. Yaklaşık iki buçuk yıl önce okumuş ve kesinlikle hiç sevmemiştim. Dolayısıyla iki buçuk yıldır Halide Edib'den uzak duruyordum. Bu yıl okul Ateşten Gömlek'i okumamızı isteyince biraz ön yargılı yaklaştım kitaba. Okumak istemedim ve başlamayı çok erteledim. Ancak eninde sonunda okudum ve bu kadar geç okuduğum için çok pişmanım.
Halide Edip daha önce okumuştum ancak onun kalemiyle ancak Ateşten Gömlek'te tanıştım diyebilirim. Ateşten Gömlek fazlasıyla akıcıydı ve kendini okutuyordu. Aslında tek oturuşta rahatça bitecek bir kitaptı ama ben otuz günde bitirmeyi tercih ettim.
Bir Kurtuluş Savaşı romanıydı ve okul nedeniyle sürekli bu konu hakkında roman okumak durumunda kalan biri olarak şu ana kadar sevdiğim iki Milli Mücadele romanından biriydi diyebilirim. (Diğeri Sevinç Çokum'un Ağustos Başağı romanı.)
Kitap Ayşe, İhsan, Peyami ve Cemal karakterleri çevresinde dönüyor. Hepsi o kadar harika karakterlerdi ki! Özellikle İhsan'a o kadar hayran kaldım ki! Bütün karakterler çok sıcak, çok içtendiler. Ben Ayşe'yi herkesin sevdiği kadar sevmedim ama sevmedim de değil. Özellikle kitapta bir Ahmet Rıfkı vardi ki muhteşemdi.
Kitapta Ayşen'nin İzmir sevgisi çok başkaydı. En çok hoşuma giden şeylerden biriydi. Özellikle sonlara doğru Peyami'nin Ayşe'nin İzmir sevgisi hakkında söylediği şeylerden çok etkilendim.
İhsan'ı ne kadar sevdiğimi uzun uzun anlatmak isterdim ancak buraya sığmaz. Sadece onun kadar güzel seven bir karakteri okumaktan keyif aldım diyeceğim yine de siz ona olan sevgim hakkında beş sayfalık bir metin yazabileceğimi bilin.
Kitabın sonu muazzamdı. Hayal edebileceğimden çok daha iyiydi. Sırf o son için bile okunabilir bir kitaptı.
Kitapta sevmediğim tek şey Peyami'nin duygularına çok değinilmemesiydi. Onlar çok yüzeysel geçilmişti. Daha fazla Peyami okumak isterdim.
Ayrıca kitabın başındaki Yakup Kadri'ye olan mektup ve en sondaki Selim İleri'nin sonsözü muhteşemdi. O ikisini mutlaka okuyun derim.

2017
Share: